Birinci Dünya Savaşı sonunda, 30 Ekim 1918 tarihinde, İtilâf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında, Limni Adası'nın Mondros Limanı'nda bulunan Agamemnon zırhlısında imzalanan, Mondros Mütarekesi'nin hükümleri gereğince imparatorluk tarihe karışıyordu.
Türk ordusu derhal terhis ediliyor, silâh, cephane ve ulaşım yolları ile bütün haberleşme araçları, liman ve tersaneler galip devletlerin denetimine bırakılıyordu. Artık ülke yabancılar tarafından parçalanıp işgal edilmeye hazır durumda idi.
Nihayet, 13 Kasım 1918 tarihinde İtilâf Devletleri'nin savaş gemilerinden oluşan 55 parçalık bir filo Dolmabahçe önlerine demir atıyordu. Beyoğlu'na 3500 düşman askeri çıkmıştı. Müttefiklerden güç alan ve onlarla işbirliği yapan azınlıkların tutum ve davranışları da dayanılmaz hale gelmişti.
İttihat ve Terakki Partisi üyeleri gizlice yurdu terk ettiler. Talat Paşanın istifası üzerine iktidara geçen Ahmet İzzet Paşa hükümeti, İngilizler aracılığıyla Anlaşma (itilaf) devletlerinden barış istedi. Bahriye Nazırı Rauf Beyin başkanlığındaki Osmanlı kurulu ile Anlaşma devletleri adına İngiliz Amirali Caltrop , Limni Adasının Mondros limanında yapılan Mondros Ateşkes Antlaşması Mebusan Meclisi tarafından oybirliği ile kabul edilmiştir.
İmzalanma nedenleri:
Almanya'nın yenilmesi, Alman desteği olmadan Osmanlı Devletinin savaşı sürdürecek gücünün olmaması.
Wilson İlkelerinin yayınlanması.
İngilizlerin hoşgörüsüyle daha sonra kârlı bir barış antlaşmasının imzalanacağının sanılması.
Mondros Ateşkesinin koşulları:
İstanbul ve Çanakkale Boğazları açılacak ve bu yerlerdeki askeri üsler İtilaf devletlerince işgal edilecektir.
Ordu terhis edilecek, orduya ait silahlar, taşıtlar, cephane ve donatım İtilaf devletlerine teslim edilecektir.
Donanma İtilaf devletlerinin gösterecekleri limanlarda göz altında tutulacaklardır.
Osmanlı Devleti müttefikleriyle olan bütün ilişkilerini kesecektir.
Toros tünelleri, İtilaf devletleri tarafından işgal edilecektir.
Bütün haberleşme, ulaşım araç ve gereçleri İtilaf devletlerinin denetimi altında bulundurulacaktır.
İtilaf devletleri, kendi güvenliklerini tehdit edecek bir durum ortaya çıkarsa, herhangi bir stratejik noktayı işgal edebilecektir. (7.madde)
Anlaşma imzalandığında, Anadolu dışında bulunan Türk askerleri en yakın İtilaf devleti askeri birliklerine teslim olacaktır.
Vilayet-i Sitte denilen Doğu Anadolu'daki altı ilde (Erzurum, Van, Harput, Diyarbakır, Sivas ve Bitlis) karışıklık çıktığı takdirde İtilaf devletleri bu illerin herhangi bir bölümünü işgal edebileceklerdir.
Antlaşmanın Önemi:
Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti fiilen sona ermiştir.
Kayıtsız şartsız teslim belgesi özelliği taşıyan bu antlaşma, Osmanlı ülkesinin bütünüyle işgal edilmesine elverişli ortam hazırlamaktaydı.
Boğazların işgali ile Anadolu ve Rumeli bağlantısı kesilecek İstanbul'un güvenliği de tehlikeye düşecekti. Osmanlı Devletinin boğazlar üzerindeki egemenliği sona ermiş oluyordu.
Ordunun büyük bir bölümü terhis edilip silahlarına el konulacaktı. Bu uygulama ile Osmanlı Devleti, savunma gücünden yoksun bırakılacaktı.
7.maddenin uygulanmasıyla, Wilson ilkelerine göre Türklerin denetiminde kalması gereken Anadolu toprakları da İtilaf devletleri tarafından işgal edilmiştir.
24.maddenin uygulanmaya çalışılması sonucunda doğudaki Ermeniler bağımsız bir devlet kurmak amacıyla ayaklanmışlardır.
Toros tünellerinin işgali, telgraf, telefon ve telsizin denetim altında tutulması ülkenin tümüne yönelik işgalin ilk işaretleridir.
Mondros Ateşkes Antlaşmasının Uygulanması
Kısa bir süre sonra;
İngilizler: Musul, Antep, Urfa, Maraş, Batum, Kars'ı işgal etmişler, Samsun ve Merzifon'a asker göndermişlerdir.
Fransızlar: Dörtyol, Mersin ve Adana yöreleri ile Afyon'u işgal ettiler.
İtalyanlar: Antalya, Bodrum, Kuşadası, Marmaris, Konya çevresine asker çıkarmışlardır.
13 Kasım 1918'de İtilaf devletleri gemileri İstanbul limanına demir attı. İstanbul fiilen işgal edildi.
Osmanlı İmparatorluğunun Paylaşılması Tasarıları
Antlaşma (itilaf) Devletleri Birinci Dünya Savaşı sırasında yaptıkları gizli antlaşmalarla Osmanlı İmparatorluğunu kağıt üzerinde paylaşmışlardır. Bundan dolayı Mondros Ateşkes antlaşmasının çok ağır koşullar taşıması bir rastlantı değildir.
İngiltere; Fransa ve Rusya kendi aralarında 1916 senesinde "Sykes Pykot Antlaşması"nı imzalamışlardır. Antlaşmaya göre;
İngiltere'ye; Ürdün ve Irak,
Fransa'ya Suriye, Kuzey Irak ve Mersin'den Mardin'e kadar uzanan iç bölgeler,
Rusya'ya; Boğazlar ve Doğu Anadolu verildi.
Ancak bu planda, Rusya'nın Birinci Dünya Savaşından çekilmesiyle değişiklik olmuştur. İtilaf Devletleri Boğazlarda uluslararası bir komisyon kurmayı, Doğu Anadolu'da ise kendilerine bağlı uydu bir Ermeni devleti yaşatmayı planlamışlardır.